Honda FCX Clarity

FCX Clarity yollarda!
Honda’nın geliştirdiği ve dünyada satışına başlanacak ilk hidrojenle çalışan otomobil olan yeni FCX Clarity’nin lansmanı Los Angeles International Auto Show'da yapıldı.
Honda, hidrojenle çalışan yeni aracı FCX Clarity’nin tanıtımını Los Angeles Uluslararası Otomobil Fuarı’nda gerçekleştirdi. Üstün teknolojiye sahip bir hidrojen yakıt hücresine ve elektrik motoruna sahip olan FCX Clarity’nin egzosundan ise sadece su buharı çıkıyor.
Günümüzün en büyük sorunlarından biri olan küresel ısınmaya karşı ideal bir çözüm olan Honda FCX Clarity, aynı zamanda bir benzinli motora göre sağladığı 3 kat fazla tasarrufla geleceğin hayalini gerçeğe taşıyor.
Leasing yöntemi ile müşteriye sunulacak olan Honda FCX Clarity, ilk planda 2008 yazında Amerika’da satışa çıkacak. Honda FCX Clarity, bakım ve kaza sigortası bedeli dahil olmak üzere aylık 600 USD’ye bu teknolojiye sahip olmak isteyenlerle buluşacak.
FCX Clarity ismini nasıl aldı
Geleceğin sorunlarına net bir çözüm sağlayacağı ve toplumun sürdürülebilir bir mobiliteye ulaşmasına yardımcı olacağından dolayı Honda “saflık” “berraklık” anlamı taşıyan bu ismi yeni otomobili için seçti.
FCX Clarity nasıl çalışıyor?
FCX Clarity'de, otomobilin elektrik tahrikli motoru için Honda V Flow yakıt hücresinin yanı sıra tekli bir hidrojen deposu bulunuyor. Yakıt hücresi, aracın ana güç kaynağı olarak işlev görüyor. Hidrojen, yakıt hücresinde havadan alınan oksijen ile birleşiyor. Bu reaksiyonun sonucu olarak elde edilen enerji, aracın hareket etmesi için gerekli elektrik enerjisine dönüşüyor. Ayrıca aracın frenlenmesi ve yavaşlatılması sırasında elde edilen kinetik enerjiden (rejeneratif enerji olarak bilinmektedir) ek güç üretiliyor. Bu güç lityum iyon pilden elde edilen fazla enerji ile birlikte depolanıyor ve gerektiğinde yakıt hücresine destek sağlamak amacıyla kullanılıyor. FCX Clarity’nin tek emisyonu sudur.

Renault-Samsung QM5

QM5 olarak adlandırılan bu yeni SUV Güney Kore’de önümüzdeki hafta satılmaya başlanacak.
Aslında QM5, Renault’un 2009 yılında pazarda olacak SUV’u Kaleos’’un biraz revize edilmiş halinde başka bir şey değil.
QM5’in tanıtımı sırasında görüşlerini dile getiren Renault-Samsung ortaklığının CEO’su Jean-Marie Hurtiger, aracı Nissan tarafından icat edilen, Renault tarafından tasarlanan ve Kore de üretilen bir model olarak tanımladı.
Nissan, crossover aracı Qashqai’de kullandığı torku dört tekerleğe de yüzde 100 aktaran 4WD sistemini QM5 ile de paylaşıyor. Renault ile Samsung ortaklığının yeni ürünü QM5, Güney Kore’de Busan fabrikasında üretiliyor. QM5, 173 HP güç üreten turbodiesel ve Nissan’dan ödünç alınan 2.5 litre güçlü bir benzinli motorla yollara çıkıyor.

Mercedes-Benz C63 AMG

AMG 40. yaşına yeni bir spor modelle girdi. Sınıfında rakip tanımayan C 63 AMG, 4,5 saniyede 100 km/s hıza ulaşıyor. C serisinin 5. nesil AMG versiyonu, C 63 AMG, 6.3 litre hacminde V8 motor ile beraber, standart modelinden bir çok farklılıklara sahip 6208 santimetreküp hacmindeki motor, 6800 devirde 457 beygir üretiyor. 2000-6250 devir arasında sürekli olarak 500 Nm üzerinde tork üreten motor, en yüksek değerine 5000 devirde 600 Nm üreterek ulaşıyor. Bu değerler herhangi bir motor devrinde son derece yüksek çekiş anlamına geliyor. 7 vitesli otomatik şanzıman, 3 farklı moda sahip: Spor "S", konfor "C" ve manuel "M". Şanzıman "S" modunda "C"den yüzde 30 daha hızlı çalışırken, tamamen sürücü isteğine göre vites atan "M" modu yüzde 50 daha hızlı. 7G-Tronic şanzıman, vites küçültürken ara gazı vererek hem sürücüsüne farklı bir tecrübe yaşatıyor hem de viraj öncesi fren yapıldığında ağırlık değişimini engelliyor. Standart C modellerinden farklı olarak AMG modelinin ön aks sistemi tamamen farklı.

 

Audi Cross Cabriolet quattro -video


Bu hafta başlayacak olan Los Angeles Otomobil Fuarı’nınn en ilginç konseptlerinden bir de Audi Cross Cabriolet olacak.

Audi Cross Cabriolet bir SUV’un gücü ile bir Cabriolet’i çizgisini birleştiren çok özel bir konsept. Aslında aracın birçok noktasında Audi’nin yeni SUB’u Q5’ten esintileri görebiliyorsunuz. Aslında Q5’i pazara çıkması 2008’in ortalarını bulacak ama o zamana kadar bu tür konseptlerden bazı ipuçlarını da yalayabileceğiz.

Aslında Q5 ailesinin diğer ürünleri hakkında basına tek kelime dahi bilgi verilmiyor ama bu tür konseptler bizi ister istemez bu konuda düşünmeye sevk ediyor. İsterseniz Q5 platformu üzerine inşa edilen Audi Cross Cabriolet’e biraz daha yakından bakalım…

Hyundai Coupe RWD


Sabırsızlıkla beklenen Hyundai Coupe RWD'nin örtüsü Los Angeles Otomobil Fuarı’nda kalktı.

Bu yılın başlarında tanıtılan Genesis Sedan üzerine inşa edilen Hyundai Coupe RWD, 2+2 oturma düzenine sahip ve arkadan itişli aktarma sistemiyle çalışıyor. 2009 baharında pazarda olması beklenen RWD Coupe önden çekişli Tiburon modelinden aktarma sistemi sebebiyle farklılaşıyor.

Aslında RWD Coupe için güzel tanımlaması yapmaktan çok sert ve agresif diye nitelemek doğru olur. Özellikle güçlü ‘Z’ gövde çizgisi ve iddialı ön ve arka lamba tasarımı otomobilin bir çok açıdan agresif görünmesini sağlıyor. Portakal rengi ana gövdesi ve onunla çok iyi harmanlanmış siyah karbon fiber motor kaputu RWD coupeye bambaşka bir hava verirken aynı etki aracın tavanında ve diğer tasarım öğelerinde de devam ediyor. Kaputun üzerindeki üç geniş havalandırma ızgarası sadece işlevsel değil aynı zamanda sportif bir görünüm de sunuyor. Hyundai RWD Coupe’nin arkasındaki ise çift egzos ise önden başlayıp tavan çizgisiyle devam eden sportif izlerin arka tarafta son bulduğunun en büyük işareti. 20 inçlik alaşım jantlar ise Genesis Coupe’ye dinamik bir görünüm sunuyor.

Hyundai RWD Coupe’de kullanılan 3.8 litre V6 motor 300 HP güç ve 250 lb-ft tork üretiyor. 0-100 km hızlanmasını 6 saniyede alan RWD Coupe’de 6 ileri manüel şanzıman kullanılıyor.

Genesis Coupe’nin seri üretim modeli 2009 baharında pazarda olacak.

Yolunuzu Navitech'le bulun!!!


Avrupa’da yaygın olarak kullanılan adres ve yol bulma sistemleri, Türkiye’de de gün geçtikçe çeşitleniyor.

Avrupa'da yaygın olarak kullanılan adres ve yol bulma sistemleri, Türkiye'de de gün geçtikçe çeşitleniyor. Bunlardan biri de, "Navitech" markasıyla Türkiye'de satılmaya başlandı.

Portatif navigasyon cihazı Navitech, yalnızca uzun yolculuklarda değil şehir içinde de her türlü adresi, görüntülü ve sesli yönlendirme sistemi sayesinde hızla bulunabiliyor. Bu sayede yakıt tasarrufu sağlanırken, sürekli adres olarak sormak da tarihe karışıyor...

Navitech, yolunu cihazda bulunan GPS (Global Positioning System) alıcısı ve uydu aracılığıyla buluyor.

Siz, isterseniz dokunmatik ekrana gitmek istediğiniz adresi yazıyor, ya da araçta kayıtlı (belli başlı eczane, hastane, bankalar, oteller, lokantalar, benzin istasyonları gibi 100 binden fazla adres var) adreslerden gitmek istediğinizi seçiyorsunuz. Cihaz, varış noktasına en uygun güzergahı belirleyerek, hareket halindeyken uydudan gelen sinyaller doğrultusunda kullanıcısına hem sesli hem de görüntülü olarak yönlendirme yapıyor. Cihaz, uydudan aldığı sinyallerle gerçek zamanlı olarak rotayı güncelliyor. Böylece rota dışına çıkılsa bile, saniyeler içinde yeni rota oluşturuluyor.

Türkiye'nin yüzde 80'i, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana gibi büyük şehirlerin yüzde 100'ü Navitech'in kapsama alanında bulunuyor. Navitech portatif navigasyon cihazı, gidilecek ülkenin yazılımını yüklemek koşuluyla yurtdışında da kullanılabiliyor. Ayrıca, Navitech'in araç içine monte edilebilen sistemleri de mevcut.
www.navitech.com.tr

Ford Focus Stationwagon


Makyajlı hatchback ve Mondeo’da olduğu gibi station wagon versiyonda da Ford’un “kinetik dizayn” dilinin etkisi fazlasıyla görülüyor. Focus SW’nin ön tarafı makyajlanmış Focus Hatchback ile benzerlikler gösterirken arka tarafıönceki nesil ile hemen hemen aynı.

Avrupa’da 'Studio', 'Style', 'Zetec' ve 'Titanium' olmak üzere dört farklı donanım seviyesi ile satışa çıkacak olan Focus SW’de 100 HP 1.6 litre, 125 HP 1.8 litre ve 140 HP 2.0 litre benzinli motorlar ve 90 HP ve 110 HP 1.6 litre TDCi motordan başlayıp 115 HP ve 130 HP 1.8 litre TDCis motora kadar uzanan 3 turbo dizel motor ile seçeneği olacak.

ECOnetic motorlar sayesinde son derece düşük emisyon oranlarına (115gm/km) sahip olan Focus SW’de 5 ve 6 vitesli manüel vitesin yanı sıra otomatik vites seçeneği de sunulacak.

Sportif ST ve Coupe-Cabriolet versiyonların hatchback versiyondan kısa bir süre sonra pazarda olması beklenirken Focus SW’nin 2008 yazının başında pazara sunulacağı tahmin ediliyor.

SKODA Fabia


Çek üretici Skoda´nın 2001 yılında üretilecek yeni Polo´nun platformu üzerine geliştirdiği modeli Fabia, modern tasarımı, başarılı tekniği ve zengin donanımıyla küçük sınıfta kendine üst sıralarda yer arıyor.
Volkswagen Group bünyesine dahil olduktan sonra ciddi atılımlar yapan Çek otomobil üreticisi Skoda´nın küçük sınıftaki yeni modeli Fabia, ilk kez geçen yıl Frankfurt Otomobil Fuarı´nda tanıtıldı. Octavia´yı da yaratan Dirk van Braeckel tarafından tasarlanan Fabia, Skoda´nın Çek Cumhuriyeti´ndeki Mlada Boleslav tesislerinde üretiliyor. Avrupa´da hemen fuar sonrasında aralık ayında piyasaya çıkan Fabia´nın 1.0 litre 50 HP, 1.4 litre 68 HP, 1.4 litre 75 HP, 1.4 litre 101 HP ve 2.0 litre 120 HP´lik versiyonları satılıyor. Ülkemizeyse Yüce Oto A.Ş. tarafından ithal edilen Fabia´nın sadece 1.4 litre 68 HP ve 1.4 litre 101 HP´lik versiyonları Comfort ve Elegance donanım seviyeleriyle satılıyor. Şu an sadece manuel vitesli olarak satılan Fabia, Türk tüketicisinin karşısına ekim ayından itibaren otomatik şanzımanlı versiyonuyla da çıkacak.

Lancia Ypsilon


100 yılını geride bırakan Lancia, Ypsilon modeliyle Mayıs ayında Türkiye yollarında
Beklenen an geldi. Avrupa’da ayrıcalık ve zarafet denince akla gelen ilk markalardan biri olan Lancia, artık Türkiye’de. Distribütörlüğü Tofaş tarafından yapılacak olan Lancia, Ypsilon ile Türkiye yollarına çıkıyor. Farklı ve orjinal dış tasarımı, iç tasarımında yüksek kalitede malzeme ve işçilik, daha fazla konfor için genişlik ve ferahlık, gelişmiş teknoloji kullanımı ve performans gibi geleneksel değerleri ile Lancia markası ikinci yüzyılına Türkiye’de merhaba diyor.

Türk otomobilseverlerin karşısına ilk kez Kasım 2006’da, İstanbul Autoshow’da çıkan Lancia’nın Ypsilon modeli Mayıs ayının ikinci haftasından itibaren İstanbul, İzmir ve Ankara’daki showroomlarda Alfa Romeo markasıyla birlikte satılmaya başlanacak.

Arzu Çolakoğlu, yıl sonunda yapmayı planladıkları lansmana kadar farklı bir pazarlama ve satış modeli geliştirdiklerini söyledi. “200 marka elçisine 13 bin 700 Euro’dan başlayan çarpıcı bir fiyat avantajıyla tanışma fırsatı sunacağız diyen Arzu Çolakoğlu, “Ypsilon’un güçlü olduğu çok önemli noktalar var. Kendine özgü stilinin yanı sıra, b-colore ‘çift renkli’ boya özelliğine sahip, Avrupa’da DFN (Dolce Far Niente, Tembellik tatlıdır) olarak bilinen otomatik vites seçeneğiyle, granluce açılır tavanı ve yüzlerce versiyon alternatifi ile maksimum düzeyde kişiselleştirilebilir bir otomobil olma özelliği ile ayrı bir hava katacak. 4 farklı motor opsiyonu ve hem benzinli hem de dizel 3 farklı motorda otomatik vites seçeneğinin olması büyük avantaj sağlayacak” diye konuştu.


Toplam 4 farklı motor seçeneği ile satışa sunulacak olan Ypsilon modelinde, 1.4 77hp ve 1.4 95hp 16V benzinli motor seçeneklerinin yanı sıra 1.3 75hp ve 1.3 90hp’lik multijet dizel güç üniteleri de yer alacak. Hem güç, hem de tüketim değerleri açısından haklı bir şöhrete sahip bu gamda, 1.4 95hp benzinli ve multijet motorlarda düz vites ile birlikte Avrupa’da DFN ‘Dolce Far Niente’ (Tembellik tatlıdır) adıyla bilinen otomatik vitesli versiyon da yer alacak.

Ypsilon serisinde, 4 farklı donanım seviyesi ile birlikte 11 dış renk, 6 yeni “b-colore” özel giydirme, 8 farklı iç renk-döşeme ve aksesuar kataloğundakiler dahil olmak üzere 5 değişik jant seçeneği yer alıyor. Argento, Oro Bianco, Oro Giallo ve Platino adlı bu 4 farklı donanım seviyesi ile farklı müşteri grubunun ihtiyacına uygun opsiyon, görsellik ve konfor seviyesi sunuluyor.


Ford Mustang Bullitt


Ford, Los Angeles Otomobil Fuarı’nda, yeni özel üretim modeli Mustang Bullitt’i sergileyecek. Steve McQueen’in 1968 yılı yapımı Bullitt filmi anısına, özel modelden 7700 adet üretilecek. Bullitt, standart modelinden 15 beygir daha güçlü, 315 beygir gücündeki V8 motora sahip. Aracın şase, fren ve süspansiyon sistemi de modifiye edilmiş. Aynı dedektif polis Frank Bullitt’in aracındaki gibi aracın panjurunda logo bulunmuyor ve özel benzin deposu kapağı kullanılmış. Aracın egzoz sesinin, 1968 yılında, filmde kullanılan aracın sesine benzemesi için özel bir çalışma dahi yapılmış.

Skoda Yeti 2010

Skoda Yeti modelini SUV sınıfında Toyota RAV4 ve Honda CR-V'ye rakip olarak 2009 ortalarında çıkartacak. Yeti'nin giriş seviyesi modelinde 1.6 litrelik 4 silindirli FSI motor kullanılacak. Bunun yanında 1.9 litre ve 2.0 litrelik TDI dizel motor seçenekleride olacak.

Peugeot 308

Peugeot’un, Avrupa’nın ardından 6 hafta sonra Türkiye pazarına sunduğu yeni aracı 308, bir önceki model olan 307’nin bazı özelliklerini korurken yep yeni özelliklere de sahip.

Peugeot Türkiye Genel Müdürü Jean Pierre Vieux,otomobil fiyatlarının düşmesinin müşteri lehine olmadığını belirterek, fiyat savaşına girmemek için yeni otomobili tanıtım fiyatından piyasaya sunacaklarını söyledi.

Vieux, Peugeot’un yeni modelinin Türkiye’de satışa sunulması dolayısıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye otomotiv piyasasında önemli meydan okumalar olduğunu, Peugeot’un ise bu piyasada hak ettiği konumda bulunmadığını söyledi.

Peugeot’un, Avrupa’nın ardından 6 hafta sonra Türkiye pazarına sunduğu yeni aracı 308 ile Türkiye’de pazar payı kazanacağını dile getiren Vieux, yeni modele ilişkin bilgi verdi.

Otomobilin son derece etkileyici bir tasarıma sahip olduğunu ve bazı özellikleriyle 307’ye benzetildiğini ifade eden Vieux, bu durumun olumsuz olarak algılanmaması gerektiğini, 307’nin önemli başarılar elde ettiğini, Peugeot merkezinin, 307 konseptini diğer modellerinde de korumayı planladığını anlattı.

TİTREK KOLTUK
Peugeot 308, bir önceki model olan 307’nin bazı özelliklerini koruyor.Önceki modelin mimarisinden yararlanan 308, Türkiye pazarına benzinli ve dizel seçenekleri ile sunuldu.

Otomobil 100 kilometrede şehir dışında 4 litre yakıt tüketirken, otomobilde modele göre hız sabitleyiciyle birlikte çalışan değişken bir hız sınırlandırıcı, her bir tekerleği düşük basınç ya da lastik patlaması gibi uyarı alarmı düzeyleriyle gösteren bir lastik basıncı algılayıcısı sistemi, şerit dışına çıkma uyarısı sistemi bulunuyor.

Bu sistem saatte 80 kilometre hızdan itibaren ve yolun birden fazla şeride sahip olduğu (sürekli çizgi ya da kesik kesik çizgi ile belirlenmiş) normal yollarda ve otoyollarda istemeden şerit değiştirilmesi durumunu algılıyor.

Eğer yol çizgisi sinyal kullanılmadan aşılırsa, AFIL sisteminin ön alt panelin altında bulunan altı algılayıcısı manevrayı belirleyerek sürücüyü uyarması için bilgisayara talimat veriyor. Koltuk minderinde yer alan bir titreşim birimi hangi taraftaki çizgiler aşıldıysa koltuğun o tarafını titreterek sürücünün yeniden kontrolü elde etmesine yardım ediyor.

Hyundai H-1


Hyundai’nin hafif ticari araçlar segmentindeki başarılı modeli Starex, baştan aşağıya yenilenen özellikleri ve yepyeni ismi olan “H-1” ile 7-11 Kasım 2007 tarihleri arasında yapılan 7. Ticari Araçlar ve Aksesuarlar Fuarı 2007’de ilk kez Türk tüketicisinin karşısına çıktı.

Türkiye’de ilk kez 1998 yılında minibüs modeliyle satışa sunulan ve 2002 yılından itibaren de Hyundai Assan İzmit Fabrikası’nda üretilmeye başlanan Starex modelinin yerine geçecek olan yeni “H-1”, 2008 yılının ilk çeyreğinden itibaren ticarette dengeleri değiştirmeye hazırlanıyor. Yeni H-1, Starex modelinin aksine Güney Kore’den ithal edilmeye başlanacak.

Yepyeni bir üretim platformu kullanılarak geliştirilen H-1’de ilk olarak baştan aşağıya yeniden hazırlanan dış ve iç tasarım hemen göze çarpıyor. Çok daha kaslı, dinamik, akıcı, şık ve seçkin hatlara kavuşan H-1’in ön bölümünde daha büyük hale getirilen gözyaşı formundaki ön farlar ve ön ızgara ilk bakışta dikkat çekiyor. Ön farlardan başlayıp kaputa ve ön cama kadar devam eden çizgi, yeni H-1’in karakter çizgisini oluşturuyor. Artık daha köşeli hatlara sahip olan arka kısımdaysa, stoplar dik olarak konumlandırılmış. H-1’de gerçekleştirilen en önemli yeniliklerden biri olarak, her iki tarafta da bulunan ve arka bölüme istendiği gibi ulaşılabilen gizli kayar kapı gösterilebilir.

5125 mm uzunluk, 1920 mm genişlik, 1935 mm yükseklik ve 3200 mm’lik dingil mesafesi ile yerine geçtiği modele göre daha büyük boyutlara sahip olan H-1’de önde hem tek koltuk sırası hem de çift koltuk sırası olan 2, 3, 5 ve 6 kişilik Van ve Camlı Van versiyonları bulunuyor.

H-1’in özellikleri saymakla bitmiyor. Yeni araçta joystick tipi vites kolu, auxiliary ve USB bağlantısıyla MP3 ve WMA müzik formatlarını destekleyen ve isteğe bağlı olarak Bluetooth ile alınabilen gelişmiş müzik sistemi, yol bilgisayarı, EBD destekli ABS fren sistemi ve opsiyonel olarak sunulan ESP, yeni H-1’in ilk etapta sayılabilecek yenilikleri arasında bulunuyor. Yeni H-1 satışa sunulduğu zaman, Hyundai’nin artık diğer modellerinde olduğu gibi Start, Team, Select ve Style isimli donanım seçeneklerine sahip olacak.

Hyundai H-1’de ilk etapta yeni teknolojiyle geliştirilen ve bir önceki motora göre özellikleri yenilenen 2.5 litre 170 HP güç ve 393 Nm tork üreten CRDi-VGT common-rail turbo dizel motor bulunuyor. Bu motor 5 ileri manuel şanzıman ile satın alınabilecek.

Hyundai RWD Genesis Sports Coupe


RWD Coupe yakalandı!
Ağustos ayı içerinde arabam.com okurlarına taslak fotoğraflarını yayınladığımız Hyunda’nin RWD Coupe modelinin örtüsü kalktı.

Hyundai, RWD Coupe’ye o kadar çok güveniyor ki hedefteki rakiplerinde birisinin kesinlikle Ford Mustang olduğunu söyleyebiliriz!

Fotoğrafta da görüldüğü gibi en yakın rakibi Ford Mustang ile rengi bile aynı olan Hyunda RWD Coupe’nin amblemi gizlenmiş olsa da ön tamponunda ‘F’ harfinden oluşan imza sayesinde ayırt edilebiliyor. Zaten pazar araştırmalarında tanıtımı yapılan modelin bir harfle veya simgeyle işaretlenmesi sıkça rastlanan bir yaklaşım. Pazar araştırması için çok sık yapılan bu tür karşılaştırmalar, casus fotoğrafçılara pek yakalanmazlar. Ancak bu çok net çekilmiş fotoğraflar içeriden birinin bu işte parmağı olduğu hissini uyandırdı bizde!

Hyundai, RWD Coupe’de Genesis’den alınan 4.6 litrelik V8 motorun kullanılacağı tahmin ediliyor. BK kodu ile anılan RWD Coupe bilindiği gibi Tiburon modelinin yerini alacak ama aynı isimle mi yoksa farklı bir isimle mi yoluna devam edeceği henüz belli değil. Genesis platformunda üretilecek olan Hyundai’nun bu spor otomobilinin Asya kıtasında 2008 sonu veya 2009’un başında yer alacağı tahmin ediliyor.

Fiat Croma Station Wagon

Bir zamanlar Fiat’ın en üst segmentteki modeli olan Croma tekrar canlanıyor.

Fiat Nuova Croma adıyla ürettiği station wagon modeliyle bir zamanlar Fiat’ın yıldızı olan Croma’yı yeniden canlandırmayı planlıyor. Sınıfına göre son derece geniş bir iç hacme sahip olan Croma station wagon, büyük yükleme kapasitesi ve ikinci nesil Multijet motoruyla pazarda kendine yeniden yer açmaya çalışacak. Nuova Croma, Fiat’ın Punto ve Brava modellerinden de bildiğimiz yeni tasarım anlayış ile üretilmiş. Dengeli ve kendine güvenen bir tavrı yansıtan ön tasarım, yanlara doğru uzayan farlar, krom ön ızgara ve yeniden tasarlanan tamponlar ilk bakışta göze çarpan tasarım öğeleri. Arka tarafta ise, koyulaştırılmış lamba grubu ve yeni tamponlarla birleşen etek kısmı otomobile çok sportif ve canlı bir görünüm kazandırıyor İç tasarımda ise tipik İtalyan zarifliğini yansıtan yeni bir formla tasarlanmış deri koltuklar, gösterge paneli ve direksiyon simidi daha zengin ve şık bir tasarım anlayışına işaret ediyor. DVD oynatıcı, navigasyon özelliği de bulunan Blue&Me sistemi ve 'Interscope' ses sistemi gibi birçok farklı özellik de Nuova Croma’da opsiyonel olarak sunuluyor. Yağmur ve park sensörü, lastik basınç uyarı sitemi cruise kontrol, ABS, EBV, ESP gibi güvenli sürüşü destekleyen özellikler ise Nuova Croma’da standart olarak sunuluyor. Son derece modüler bir tasarıma sahip olan Nuova Croma’nın 500 litre olan bagaj kapasitesi de koltuklar yatırıldığında 1610 litreye çıkabiliyor. Nuova Croma’da iki benzinli ve üç dizel olmak üzere 5 farklı motor seçeneği bulunuyor. Motor gamı140 HP 1.8 litre benzinli motordan başlayıp 200 HP 2.4 litre turbo dizel motora kadar uzanıyor. Tüm dizel motorlarda 6 vitesli şanzıman kullanılırken 2.4 lt turbo dizel de standart, 1.9 lt dizel de opsiyonel olarak direksiyondan kumanda edilebilen vites seçeneği sunuluyor. İki benzinli motor 5 vitesli şanzıman ile donatılırken 2.2 lt benzinli versiyonda direksiyondan kumanda sistemine sahip şanzıman bulunuyor.

Ford Focus ST500


Sadece İngiltere'de piyasa çıkan sınırlı sayıda üretilecek olan Focus ST500 güçü ve benzersiz stili ile dikkat çekiyor. Sadece 500 adet üretilecek olan Focus ST500 sadece metalik siyah renkte ve gümüş bantlı olarak üretilecek. İç mekanda kırmızı renkli Recaro koltukların kullanıldığı model güçünü 2.5Lt 5 silindirli Duratec motor'dan alıyor. 225 beygir gücündeki araç 100 km/s hıza 6.8 saniyede ulaşıyor ve maksimum hızı 241 km/s. İngiltere'deki liste fiyatı £20,495 fakat sınırlı sayıda üretildiği için talebe göre fiyatında bir yükselme beklenmekte. 2008 Focus ST’nin gösterge paneli, havalandırma ve radyo kontrolleri, kapı panellerine değişiklikler yapılmış.

Maybach 62 Landaulet


Maybach, konsept modeli 62S Landaulet’i 13 Kasım’da yapılacak olan Dubai Otomobil Fuarı’nda tanıtıyor.

Maybach’in ilk üretim modellerinden biri olan 62 serisinin günümüzdeki farklı temsilcilerinden biri olan 62S Landaulet konsepti sürücü tarafı kapalı olduğu halde açık kalabilen arka tavanı ile son derece ilginç bir tasarıma sahip.

Bazı spekülasyonlara göre bu konsept araçtan 20 adet üretildiği iddia edilse de firmanın şimdilik bu konuda bir sır vermediğini söyleyebiliriz. Ancak gösterilen ilgiye göre bu araçtan sınırlı sayıda üretilebileceği ifade ediliyor.
Maybach’in elektro hidrolik tavanı, sürücünün bulunduğu bölümü sabit bırakacak şekilde sadece 16 saniyede açılıyor. Fakat açılan tavan bagajın içine girmiyor ve özel bir deri örtü ile bagajın hem bitiminde bir alanda saklanıyor. Böylece bagaj alanından da çalmıyor. Maybach’in bu tasarımı üstü açık bir limuzin havasını veriyor.


Arkada oturan yolcuların konforunu hedefleyen bu otomobilde yeni geliştirilen otomatik klima sayesinde dışarıdaki hava soğuk veya rüzgârlı bile olsa mükemmel bir şekilde ayarlanabiliyor. Arka tarafta beyaz deri, kumaş ve velur karışımı koltuk kaplamaları ile kontrast oluşturan siyah piyano lake kaplamalar ve altın sarısı detaylarla bezenmiş siyah granit yüzeyler otomobilin lüks yüzüne işaret ediyor. Özel kristal bir ayırıcı bölme ise tek tuşla kapanarak sürücü ve arka koltuklar arasında ayrı bir yaşam alanı oluşturulmasını sağlıyor. Ayrıca arka koltuklarda kullanılan akıllı bir sistemle bardak, kadeh ve bir şampanya şişesi saklanabiliyor. Bu özelliklere DVD ve altılı CD-changer gibi eğlence unsurları da eşlik ediyor.

Elektronik havalı süspansiyonları ile son derece konforlu bir sürüş sunan Landaulet antika beyazı gövde rengi ve 20 inç alaşım jantları ile görenleri büyülüyor. AIRMATIC DC süspansiyonlar ‘Adaptive Damping’ sistemi ile hem konforlu hem de kararlı bir sürüş vaad ediyor. Önde çift kaliperli disk frenler tüm Mercedes’lerde olduğu gibi beş farklı bileşenden oluşuyor.

Landaulet konseptinde kullanılan 6.0 litre V12 motor 612 HP motor 738 ft-lb tork üretiyor. Çift turbo şarjlı ve su soğutmalı intercooler ile 62 S en güçlü limuzinlerden biri olmuş diyebiliriz.
Maybach 62 S Landaulet öyle bir otomobil ki onu ilk gördüğünüzde ‘bebek gibi’ diyorsunuz ve ona ulaştığınızda da ister istemez onunla sağa sola hava atmak isteyeceksiniz!

Volkswagen Golf GTI 2009


Volkswagen Golf GTI 200hp ve 230 hp gücünde motor seçenekleri ve 6 ileri yarı otomatik vites ile piyasada olacak.

Chrysler Grand Voyager Limited


Şubat ayı birlikte Avrupa’da satışa çıkacak olan yeni Chrysler Grand Voyager en lüks aile aracı olma iddiası ile geliyor

Yedi koltuklu oturma düzenine sahip olan Grand Voyager’in hem içi hem dışı tamamen yenilenirken, motorları da yeniden elden geçirilerek bir dizi geliştirmeye tabi tutulmuş. Yeni özellikleri arasında ısıtma özelliği de bulunan birinci ve ikinci sıra koltuklar, arka taraftaki yolcularla sohbet için imkân tanıyan ayna, arka çeyrek panelde ayrılabilir bir aydınlatama feneri, ikinci sıradaki koltuklar için kullanılan kayan kapılardaki elektrikli camlar, hareket ettirilebilir ledli okuma lambaları ve tüm yolcular için otomatik üç bölgeli klima bulunan yeni Grand Voyager 30 farklı yeniliğe sahip.

Diğer taraftan yolcuların keyifli bir seyahate ulaşmaları için opsiyonel olarak sunulan DVD sistemi, hem ikinci hem de üçüncü sırada oturan yolcuların daha iyi film izleyebilmelerine ve oyun oynayabilmelerine imkân tanıyan iki ekran ve MP3 player, dokunmatik ekranlı ve ses kontrollü navigasyon sistemi ve yaklaşık olarak 20 GB’lık hard disk de yeni Grand Voyager’in konfora yönelik donanımları arasında.

Yolcu ve sürücülerin güvenliği de yeni Grand Voyager’da ön planda tutulmuş. ESP, lastik basınç uyarı sistemi, önde ve arkadaki tüm koltuk sıralarında perde hava yastıkları ve 7 koltukta ISOFIX bağlantı noktaları bu güvenlik donanımlarından bazıları.

Yine hiçbir rakibinde olmayan bir sistemle koltuklar 30 saniyede hareket ederek arkada geniş bir alan oluşturuyor ve yeni Grand Voyager iki kişilik bir van araca dönüştürebiliyor. Stow’un ‘Go Seating’ sistemi olarak bilinen bu yöntemle ‘çıkardığım koltukları nereye koyacağım?’ diye düşünmenize de gerek kalmıyor.

Chrysler ayrıca Grand Voyager Limited’de Swivel’in ‘Go Seating’ olarak bilinen sistemini de opsiyonel olarak sunuyor. Bu sistem sayesinde ikinci sıra koltuklar 180 derece dönerek karşılıklı sohbet edilebilecek şekilde konumlandırılabiliyor. Ayrıca ayrılabilir masa ikinci ve üçüncü sıra koltukların arasına sabitlenebiliyor. Ayrıca üçüncü sıra koltuk da tek dokunuşla dört farklı pozisyona getirilebiliyor.

Yeni Grand Voyager 6 vitesli otomatik bir şanzıman ile satışa sunulurken bu şanzımana 193 HP güç ve 305 Nm torka sahip 3.8 lt V6 benzinli motor ve 163 HP güç ve 360 Nm torka sahip turbo dizel motor eşlik ediyor. Yeni Grand Voyager LX, Touring and Limited olmak üzere üç farklı donanım seviyesi ile satışa çıkıyor.

Tüm bu yeniliklere sahip Grand Voyager Avrupa’da önceki nesil ile aynı fiyatlarla satışa çıkarılacak. Yaklaşık olarak 37.800 Euro başlangıç fiyatıyla satışa çıkacak olan Grand Voyager’in özellikle bir aile aracı olarak fazlasıyla ilgi çekeceği tahmin ediliyor.

Alfa Romeo Brera


Tasarım dendiğinde akla gelen ilk marka “İtalya” oluyor. Gerçekten de İtalya, tasarım alanında kendini, temelleri sağlam bir marka haline getirmiş durumda. Bu kaide, söz konusu otomobiller olduğunda da değişmiyor. Spor otomobilleriyle de ünlü olan İtalyanlar, en önemli kozları olan tasarımı da sonuna kadar kullanmaktalar. Alfa Romeo’da bu anlamda bir istisna değil. Markanın en dikkat çekici modeli Brera, bu haftaki sürüş izlenimi konuğumuz. Yüzü 159 modeline benzese de arka tarafıyla hiçbir Alfa’da olmayan bir görsel ziyafet sunuyor.

SÜPERSPORLARI ANDIRIYOR

Bazı otomobiller vardır performansını, sade tasarımıyla gizlerler. Brera, işte bu konuda oldukça başarısız. Süperspor otomobilleri andıran bu Alfa, adeta performansının ötesinde tasarlanmış. Dikkat çekici tasarım, trafikte gözlerin üzerinize çevrilmesine ve herkesin, aracı daha rahat görebilmek için, size yol vermesine neden oluyor. Özellikle arkadaki 4 egzoz çıkışı ve yuvarlak tasarım, muhteşem motor sesiyle bir bütünlük içer isinde Yüksek hızlarda bile sabit kullanımda sessiz kalabilen Brera, gaza basıldığında V6 ile V8 arası son derece sportif sesler çıkarıyor. Biri dizel olmak üzere toplam üç motor seçeneğiyle pazarda yerini alan Brera’nın en makul seçeneğini 2.2 litrelik JTS modeli. Bu model, yeterli performans ve iyi denebilecek fiyatıyla iddialı. 185 beygir güç ve 230 nm tork üreten bu motor, alt devirlere yayılmış tork bandıyla ara hızlanmalarda da yeterli performansı sunuyor.

DONANIM VE OPSİYONDA ZENGİN

Aracın 1470 kg ağırlığı hesaba katılırsa, 0-100 km\s hızlanmasını 8.6 saniyede tamamlayan ve zorlanmadan maksimum sürati olan 222 km\s’ye ulaşabilen Brera için iyi bir performans sunuyor denebilir. 6 ileri manuel şanzımanın net vites geçişleri ve tepkileri iyi olan direksiyon sistemi de başarılı. Yalnız aracın dikkatsiz kullanımlarda biraz fazla yakıt tükettiğini de belirtelim. Fren performansı ise son derece başarılı. Son derece konforlu yolculuklara imkan veren süspansiyon sistemi, aracın yol tutuş performansını da üst seviyede tutuyor. Arka koltuk sırasının küçük tasarlanmış olması kullanışlılığını azaltsa da 300 litrelik bagaj hacmi yeterli denebilir. Yaklaşık 60 bin euro ödenerek sahip olunabilen Brera 2.2 JTS, Alman rakiplerine ciddi bir rakip konumunda. Sürücü ve yolcu ön, yan ve diz hava yastıkları, perde hava yastıkları, ABS+EBD, Elektronik stabilite programı, patinaj önleme sistemi, Hillholder, yol bilgisayarı, çift bölgeli otomatik klima, Bi-Xenon farlar, park sensörü, yangın önleme sistemi, soğutmalı eşya gözü, titanyum görünümlü konsol ve yükseklik ayarlı koltuklar gibi standart donanımları bulunan Brera, ayrıca çok zengin bir opsiyon listesine de sahip.


Prius Station Wagon


Toyota küresel bazda yıllık 1 milyon adet hibrid otomobil satmayı planlıyor. Son derece etkileyici Prius Sedan’dan sonra station wagon versiyonun da ürün gamına eklenmesi Toyota’nın hedeflerini gerçekleştirme yolunda önemli bir katkı sağlayacak.
Bu yıl Toyota ve Lexus 450.000 adet hibrid araç satmayı planlıyor ki bu geçen yıl satılan 312.519 adete göre yüzde 50 artış demek. Hibrid araç satışlarının dörtte üçü sadece Prius satışlarından oluşuyor.
Hedef Pazar öncelikle şimdiki Prius Sedan modelini yakından tanıyan ve düşük yakıt tüketimi dolayısıyla tercih eden kurye, ulaştırma ve taksiciler olacak.
Station Wagon daha büyük ve geniş yükleme kapasitesi ile hibrid araçların ticari pazarda daha da fazla yer almasına yardımcı olacak.
Gelecek nesil Prius şimdiki modelden daha geniş ve arka taraftaki üç kişilik oturma alanıyla daha büyük bir iç hacme sahip olacak. Taksiciler tarafından çok beğenileceği tahmin edilen yeni nesil Prius doğal olarak bireysel tüketicilerin ilgisini de çekecek ve SW versiyonu ile bu ilgi daha da artacak.
Gelecek nesil Toyota Prius’un Japonya pazarına girişi 2009 yazını bulacak, bu tarihten kısa bir süre sonra da Avrupa ve Amerika pazarlarında olacak. Station Wagon versiyonun pazara ulaşma tarihi ise 2011.

BMW Concept 1 Serisi tii


Yeni BMW 1 Serisi Coupé modeline dayanan büyüleyici tasarım örneği 27 Ekim - 11 Kasım 2007 tarihleri arasında Tokyo Motor Show ile ilk defa dünya çapında herkese sunuluyor. BMW Concept 1 Serisi tii, sportifliğin sembolü iki kapılı kompakt modelin idealist bir şekilde geliştirilmiş halidir.

BMW Concept 1 Serisi tii, aerodinamik açıdan en uygun hale getirilmiş motor bölümü kapağı, zengin kapsamlı hafif yapısı ve hırslı sürücülere göre oluşturulan iç mekanı ve potansiyel olarak olağan üstü bir sürüş dinamizmine sahip olduğunun göstergesini sunmaktadır.

BMW Concept 1 Serisi tii, markanın sportif genlerini oldukça konsantre bir biçimde ifade etmektedir. Tasarımıyla bu marka spor araçların geleneksel özelliklerini baz almaktadır. İlk bakışta bile BMW?nin sayısız Coupé aracının 60?lı ve 70?li yıllarında yollarda beğeni kazanan başarılı modellerinin ve yarış pistlerinin standart birincilerinin özellikleri fark edilebilmektedir.

Concept aracın geleneksel çizgiyi koruması prensip haline gelmiş ancak, yüksek teknolojiden faydalanması da bir o kadar vazgeçilmez olmuştur. Ağırlıkla aks yükü dağılımını optimum hale getirmek için motor bölümü kapağı, ayna kapakları ve yan hava kanallarının iç ızgaraları gibi yapı parçaları, karbon doku takviyeli plastikten (CFK) üretilmiştir.

CFK motor bölümü kapağının koyu renk yüzeyi güneş ışınlarının üzerine düşmesi durumunda meydana gelen ışık yansımalarını en aza indirgemekte ve böylece sürücünün konsantrasyonunu bozmamaktadır. Aynı amaca ön camın üst tarafında beyazlaştırılmış güneşlik şeridi hizmet etmektedir. Siyah-Beyaz kontrastla maviye boyanmış elemanlarla, BMW marka logosunun yapısına uyan ve dolayısıyla geleneksel izler taşıyan üç renkli uyumlu bir atmosfer elde edilmektedir.

CFK ile hazırlanan yapı parçaları dışında ön uç, yan marşpiyeler ile arka tamponla bagaj kapağı da yeni tasarlanmıştır. Bu çalışma sırasında kuşkusuz ki aerodinamik özelliklerin optimize edilmesi ön plandaydı. Güçlü görünüme sahip olacak biçimde şekillendirilmiş hava kanallarının iç uçları da CFK ile kaplanmıştır. Bunun ötesinde ön ucun her iki tarafında Air-Splitter olarak bilinen özellikler bulunuyor. Bunlar hava akımının bir kısmını absorbe ediyor. Kalan hava miktarı aracın içinden dolaştırılıyor.

Ayrıca yarış sporlarından tanıdığımız motor bölümü kapağı üzerindeki hava giriş ızgaraları da hava dolaşımını optimize etmeye yaramakta. Hava kanalları motor bölümü kapağının dış kenarlarında bulunur ve aerodinamik özelliklerle yüksek hızlarda araç davranışlarının stabil olmasını destekler.


BMW Concept 1 Serisi tii iç görünümünde de sportif yapının özellikleri görülüyor. Çok sayıda motor sporlarında kullanılan elementlere sahip olmakla birlikte genel olarak BMW Concept 1 Serisi tii için özellikle sürücü odaklı olan bir iç mekan tasarımı geliştirilmiştir. Kusursuz bir arayüzü burada spor direksiyon oluşturuyor. Sayesinde direksiyon manevraları maksimum kusursuzluğa kavuşuyor. Spor çanak koltuklar mükemmel yan tutuş sağlıyor. Bunlar ayrıca yan hava yastıkları ve entegre baş dayamalarıyla donatılmıştır.

Hem dışı, hem de içiyle BMW Concept 1 Serisi tii her açıdan net bir mesaj veriyor: Eksiksiz sürüş keyfi. Tasarım araştırmalarının geliştirilmesi sırasında geleneksel değerlerle teknoloji birleştirilmiştir.

Yeni Coupé markanın spor köklerini özellikle otantik biçimde ifade ediyor. Bu karakteri BMW Concept 1 Serisi tii tam olarak ifade ediyor. Gelişimi sırasında hangi konulara ağırlık verilmiş olduğunu ve BMW 1 Serisi Coupé?nin sportiflik konusunda hangi potansiyele sahip olduğunu kendinden emin biçimde gözler önüne seriyor.

BMW Concept 1 Serisi tii görüntüsü, yarış sporlarına olan hayranlığın izlerini taşıyor. BMW markasının tarihçesi tasarımcısına ayrıca ilham kaynağı olmuştur. Şöyle bir geriye bakarsak: 60?lı ve 70?li yılların iki kapılı kompakt modelleri. Markanın gelişimi ve BMW işletmesinin gelişimi konusunda büyük bir katkıya sahip olmalarıyla beraber benzersiz sürüş keyfinin sembolü haline gelmişlerdir.

Hyundai İ10


2008 Kia Picanto ile aynı platformu paylaşan Hyundai’nin yeni mini otomobili i10, 3,656 mm uzunluğa, 1,595 mm genişliğe ve 2,380 mm tekerlek açıklığına (kendi sınıfı içinde en uzun tekerlek açıklığı) sahip.

Büyük farları, çekici ön ızgarası ve tekerlekleri ile oldukça karakteristik çizgilere sahip olan i10, 5 kişinin rahatlıkla seyahat edebileceği bir iç hacme sahip. Tüm i10 versiyonlarında klima, katlanabilir arka koltuklar, çift tonlu ön konsol, arka koltuk emniyet kemerleri standart olarak sunuluyor. Yine kendi sınıfından bir ilk olarak panaromik sunroof, arka spoiler, 14 inç jantlar, gönde renginde tamponlar, altı haporlerli CD/MP3, dört hava yastığı, ABS, deri kaplı direksiyon simidi ve vites topuzu, anahtarsız giriş sistemi i10’un yenilikleri arasında sayılabilir.

i10 öncelikli olarak 1.1 litre benzinli bir motor ile satışa sunulacak. Bu motor 5500 67 HP güç ve 99 Nm tork üretiyor. Bu motora 5 manüel vitesli bir şanzıman eşlik ediyor. Elektrik kumandalı hidrolik direksiyon ile son derece uyumlu çalışan motor ve şanzıman i10’nun sürüş kalitesini oldukça yükseltiyor
10 farklı gövde rengiyle satışa çıkan Hyundai i10’nun Avrupa’ya ulaşması ise Mart ayını bulacak gibi görünüyor. i10’nun Avrupa ile eş zamanlı olarak ülkemizde de satışa çıkacağını tahmin ediyoruz. i10’nun Avrupa fiyatı 9300 Euro civarında olacak.




Tokyo Motor Show Güzelleri 2